Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi

Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi

Peyami Safa’nın dokuzuncu harici koğuşu adlı eserinde belirtiği sağlık alanlarının psikolojik etkisinin algısal mekan üzerinde etkisi üzerinde durularak, tasarımda sağlık problemlerinin insan psikolojinde gerçekleştirdiği belirsizliğin anlamsal düşünce biçimi fenomenlerle ele alınmıştır. İnsanlar için sağlık yapıları zorunlu gidiş mekanları olarak karşımıza çıkmakta ve insanların en az zaman geçirmek istediği mekanlar olmuştur. “Yüksek, çıplak, dümdüz, dimdik duvarlar. Gözümün hiçbir görüş köşesi yok ki içine bir duvar parçası girmesin. Hep ve yalnız onları görüyorum. Onlardan kaçan gözlerim onlarla karşılaşıyor. Bakıldıkça uzuyorlar, yükseliyorlar; sertleşiyor ve korkak, yumuşak bakışlarıma kaskatı çarpıyorlar, gözlerimi ezecekler. Başım döndü….” (Safa, 2018) Safa’nın aktardığı gibi, mekânsal algı özellikle sağlık mekânlarında farklı alt unsurlara ayrılarak incelenebilir. Onun tasvir ettiği yüksek, sert ve etkileyici duvarların birey üzerindeki baskıcı etkisi, bu tür mekânların algısal boyutlarını anlamakta önemli bir referans sunar. Sağlık mekânlarındaki algı, fiziksel çevre ve kullanıcı deneyimi üzerinden değerlendirilerek farklı fenomenlere ayrıştırılabilir ve bu şekilde ele alınması mekân tasarımında kritik ipuçları verir. Fenomenler insanın görebileceği, duyabileceği, koklayabileceği, dokunabileceği ve sezebileceği her tür olgu, durum, olay ya da yaşantıyı konu edinebilen basit nesnelerin gündelik deneyiminin düşünce biçimi için bir çıkış noktası olarak kabul edilir (Zahavi, 2020). Tasarım alanı içerisinde ışık, renk, doku, doğal malzeme, mekânın sesi, mekanın kokusu, fenomenler olarak belirlenmiştir. Mimarlıktaki bu kavramlar, özne ile nesne arasındaki bağı fenomenolojik bir olgu olan deneyim temelli tasarım üretim süreci aracılığıyla incelememize olanak tanırken “yer” e ait bir fikrin geliştirilmesine katkı sağlamıştır.

Bodrum’un yer’e ait özellikleri, bu projenin tasarım sürecinde temel belirleyicilerden biri olmuştur. Yıl boyunca bol güneş alan bir bölge olması, pasif iklimlendirme stratejileri çerçevesinde kullanılacak çözümleri olanaklı kılmıştır. Yapının konumlandırılmasında ve mekân organizasyonun belirgin bir etkisi olmuş; bina, güneşin doğal döngüsüyle uyumlu olacak şekilde açıları optimize edilerek yerleştirilmiş, park ile bütünleşmesi hedeflenmiştir. Arsanın çevresindeki parkın korunması ve bu dokuya olan erişimin yapı içinden de hissedilmesi amacıyla yeşil alanlar iç mekânlara kadar uzatılmıştır. Terapi havuzlarının ve sosyal alanların peyzaj içinde organik bir şekilde konumlandırılması bu dış mekanlar doğadan izole edilmeden, her zaman içeri doğayla bağlı bir atmosferde tutulmuştur. Yapı merkezinde bulunana terapi bahçeleri ile hem yapı kabuğunun doğal iklimlendirilmesini sağlanırken hem de kullanıcıların yarı açık mekanlar sayesinde açık, kapalı, yarı açık mekanlar arası deneyimleri sağlamlaştırılmıştır. Kullanıcıların geleneksel alışık oldukları kapalı mekan sağlık yapılarının dışında farklı bir deneyim kazanılması amaçlanmıştır.

Biyofilik tasarım anlayışı ile düzenlenen yapılı çevrenin insan psikolojisi üzerinde olumlu etkisi olması, stresi azaltma, zihinsel yorgunluğun iyileşmesine yardım etmesi amaçlanmıştır. Doğaya duyulan ihtiyacın ötesinde, insan sağlığı ve psikolojisine olan faydalar, iç mekan tasarımında doğa temelli tasarım modellerinin kullanılmasının temelini oluşturur. Mekanın kullanıcılarına sağladığı deneyim, biyofilik tasarımı diğer doğa temelli tasarım konseptlerinden ayıran birincil özelliktir. Biyofilik tasarım, sağlık için doğa ve insan yapımı ortamlar arasında güçlü bağlantılar kurmaya odaklanır. Gerginliği ve kaygıyı azaltmak, bilişsel ve duyusal canlılığı artırmak, doğayla bir bağlantı kurmak, çevre dostu olmak ve sürdürülebilir bir yaklaşım sağlamak en önemli faydalarından bazılarıdır. Biyofilik fenomenler, bu tasarım için yapının çevresine daha uygun olacak şekilde tasarlanmasını ifade etmektedir. Doğa resimleri, Doğal malzemeler, Doğal renkler, Doğal ışık ve hava simülasyonu, Doğanın çağrışımı, biyofilik fenomenlere yer verilmiştir. Holl’a (2000) göre, Sayısız bakış açısından yönlendirilen bir mimari ürünün yer ile mekan arasındaki yakın bağlantısı mekansal alanla vurgulanır. Mimarlık ile yerleşim alanı arasındaki duyusal ilişkiyi şiirsel ve metafizik bir bakış açısıyla vurgular. Diğer sanatsal disiplinlerin aksine, mimari ile yer arasındaki yakın bağlantıyı, mimari yapının sabit yapısının çevreleyen ortamla harmanlanma biçimine de bağlanır. Tasarım alanı içerisindeki arkitektonik elemanlar Bodrum’un kimliğine atıfta bulunarak geçmişe mekansal özne-nesne, beden-mekan ilişkilerini tinsel, fiziksel, psikolojik ve zihinsel gibi tüm yönleri ile ele alındığı, fenomenolojik deneyimin yeniden yorumlandığı bir mimarlık ortamına kaynaklık etmektedir. Bu anlamda Bodrum’un geleneksel Beyaz dokusu korunarak cephede yorumlanmıştır.

Fonksiyon

Fonksiyonel program, fizyoterapi ve hidroterapi uygulamalarının gerekliliklerine göre tasarlanmıştır ve bu gereklilikler biyofilik tasarım anlayışı ile birleştirilmiştir. İhtiyaç programına göre mahaller gruplandırılmıştır. Mekan yerleşimlerinde mahallerin kullanım yoğunluğuna göre katlara dağıtılmıştır. Giriş mahali doğrudan terapi bahçeleri ile birleşerek kullanıcılara sıcak bir karşılama sunmak taktadır. Zemin katta hidroterapi bölmümü yerleştirilmiştir. Terapi havuzları, kullanıcıların rahatlamasını desteklemek için hem kapalı hem de açık alanları birleştiren esnek bir düzenlemeyle planlanmıştır. Girişin sağ aksında kalan muayene odaları ve destek birimleri kafeterya gibi dış mekânla ilişki kurularak farklı zaman aralıklarında da kullanılması hedeflenmiştir. Bahçeyle ilişkili olan yoga odasının ve aktivite odası dışında Fizyoterapi bölümü ikinci kata yerleştirilmiştir. Fonksiyon Fonksiyonel program, fizyoterapi ve hidroterapi uygulamalarının gerekliliklerine göre tasarlanmıştır ve bu gereklilikler biyofilik tasarım anlayışı ile birleştirilmiştir. İhtiyaç programına göre mahaller gruplandırılmıştır. Mekan yerleşimlerinde mahallerin kullanım yoğunluğuna göre katlara dağıtılmıştır. Giriş mahali doğrudan terapi bahçeleri ile birleşerek kullanıcılara sıcak bir karşılama sunmak taktadır. Zemin katta hidroterapi bölmümü yerleştirilmiştir. Terapi havuzları, kullanıcıların rahatlamasını desteklemek için hem kapalı hem de açık alanları birleştiren esnek bir düzenlemeyle planlanmıştır. Girişin sağ aksında kalan muayene odaları ve destek birimleri kafeterya gibi dış mekânla ilişki kurularak farklı zaman aralıklarında da kullanılması hedeflenmiştir. Bahçeyle ilişkili olan yoga odasının ve aktivite odası dışında Fizyoterapi bölümü ikinci kata yerleştirilmiştir.

Katılımcı, Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması - Arkitera
Ömer Özeren ve ekibinin “Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması” için tasarladığı proje önerisi.