İBB Kültür ve Sanat Odağı

İBB Kültür ve Sanat Odağı

EŞİK

“Geleneksel ve modern, Doğu ve Batı arasında, hayal âlemiyle gerçek âlem arasındaki durak, dış âlemle iç alem sınırı, varlık ve ruhun ince çizgisi, gelecek için umut.”

Norberg-Schulz (1980), ölçek/hacim/ışık/renk/doku/koku gibi olgular açısından zengin doğal ortamların özel “ruh”lara sahip olduğunu vurgular. Mekânın fiziksel unsurlarının kişide oluşturduğu görüş, imge, algı gibi soyut kavramlar öz olanı verir ve bu öz yerin ruhunu besler. Mekânın sabitliğine karşın kullanıcıların hareketliliği mekâna yönelik imgelerin çeşitli formlarda üretilmesini sağlar (Lefebvre,2014). “Eşik” bu anlamda, özel ve kamusal alanın ayrımında kullanılan fiziksel bir sınıra tekabül etmektedir. Weintraub’a göre kamusal alan görünürlük açıklık, erişilebilirlik, özdüşünümsellik ve kolektif olarak herkese ait olan ortak olan bir alandır (Özbek, 2004). Tasarım da bu yönüyle kent içerisinde kişiselleştirilip parçalara ayrılan öznel dokuya karşı kamusal bir alan yaratmayı hedefler. Tasarıma ismini veren “Eşik” aynı zamanda İnam’ ın görüşleriyle paralellik göstererek bir saygıyı ifade etmektedir. Eşik, hürmet alanı, durup düşünme mekânıdır (İnam, 2018). Bu anlamda program içeriğine önerilen müzik, tiyatro , sergi, atölye ve kütüphane gibi kültürel mekanlar toplum için durup düşünme mekanı olarak kurgulanmıştır. Eşik aynı zamanda bir umut mekanıdır. Kişiyi eşiğe getiren eylem ve düşünceler nihayetinde eşiğin ötesi ile ilgili birtakım beklentileri sunmaktadır (Gökçen, 2019). Bu anlamda kültür ve sanat geleceğe “Eşik” ile modern toplum için bir umut barındırmaktadır.

Tasarımda ilk olarak, proje alanının kentsel bir çekim merkezi ve kamusal odak haline gelmesi üzerine etütler gerçekleştirmiştir. Kentle kurulan güçlü bağlam ve yapı ile kent arasındaki sınırların erimesi nedeniyle yapıda oluşan etkileşim yüzeyleri ve geçirgenlikler bu doğrultuda güçlendirilmiştir. Bina bir farklı kotlardan erişimler ile kentle, çevresi ve sınırları arasında oluşturulan morfolojik bağlantılar sayesinde kentin bir parçası haline gelmesi amaçlanmıştır. Yapı kent yaşantısı ile bir sınır(eşik) oluşturarak kültürel bir alanı tanımlamaktadır. Mevcut ağaç dokusunun büyük bir miktarının korunduğu arazi yerleşimde yapı hem kültür hem de peyzaj sayesinde kararlı bir duruş ile alanın sosyal ve kültürel farkındalığının artmasına destek sağlanmıştır.

Kent yakın çevre, yakın çevre ve yapı arasında kurulan tüm ilişkileri oluşturulan bağlantıların tümü yaya hareketini kütleye yönlendirecek şekilde tasarlanmıştır. Projede; Barajyolu Alt Sokağı caddesinden ve Derem Sokak yönünden gelen yollar kent ile arasında köprü görevi üstlenen bir kamusal bağlantı aksı üst kottan oluşturularak alanın kent ile bütünleşmesi sağlanmıştır. Kurulan kamusal bağlantı aksı aynı zamanda yanının alana entegrasyonunu arttırmaktadır. Bu üst kottan üst fuayeye, atölyelere doğruda erişim bulunmaktadır. Peyzaj bu aks sayesinde aktif bir yeşil alana dönüştürülmüş açık etkinlik ve çocuk oyun alanları ile kent ile birleştirilmiştir. Metro istasyonuna bağlantı sağlayan bir alt kotta meydan bağlantı aksı açılarak yapıyı doğrudan beslemesi amaçlanmıştır.

Katılımcı, İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması - Arkitera
Mustafa Haki Eraslan, Ömer Özeren ve İsmail Er’in İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması için hazırladığı proje önerisi.